Bağırsaklarda çoğu zaman fark edilmeden ilerleyen divertikül hastalığı, ünlü oyuncu Murat Cemcir’in yaşadığı ciddi sağlık sorunu sonrası yeniden gündeme geldi. İç kanama şüphesiyle hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alınan Cemcir’in geçirdiği divertikül kanaması, bu rahatsızlığın ne kadar sinsi ve tehlikeli olabileceğini bir kez daha gösterdi. Uzmanlar, özellikle 50 yaş üzerindeki bireylerin bu konuda daha dikkatli olması gerektiğini vurguluyor.
Yayınlanma Tarihi :
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Esin Korkut, divertikül hastalığının çoğu zaman belirti vermeden ilerlediğini, ancak kanama gibi komplikasyonlar geliştiğinde hayati risk oluşturabildiğini belirtti. Prof. Dr. Korkut’a göre divertikül, kalın bağırsağın duvarında oluşan küçük cep ya da baloncuk şeklindeki çıkıntılar olarak tanımlanıyor. Bu çıkıntıların içindeki damarlarda meydana gelen yırtılma ya da zedelenme ise divertikül kanamasına yol açıyor. En dikkat çekici özelliği ise bu kanamaların genellikle ani ve ağrısız şekilde ortaya çıkması.
Uzmanlar, ağrı olmadan gelişen bağırsak kanamalarının hafife alınmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Divertikül kanamaları çoğu zaman parlak kırmızı, taze kan şeklinde görülüyor. Bu durum hemoroid kanamalarıyla karıştırılabildiği için hastaların geç başvurmasına neden olabiliyor. Oysa divertikül kaynaklı kanamalarda ciddi miktarda kan kaybı yaşanabiliyor. Bu tabloya çarpıntı, halsizlik, baş dönmesi ve genel durum bozukluğu eşlik edebiliyor. Pek çok hasta bu belirtilerle acil servise başvuruyor ve yapılan tetkikler sonrası altta yatan nedenin divertikül olduğu anlaşılıyor.
Divertiküllerin oluşumunda yaş faktörü büyük rol oynuyor. Özellikle 50 yaşın üzerindeki bireylerde, uzun yıllar süren kabızlık problemi olanlarda ve liften fakir beslenen kişilerde daha sık görülüyor. Çoğu hastada divertiküller herhangi bir şikâyete yol açmadan, rutin kontroller sırasında yapılan kolonoskopilerde tesadüfen tespit ediliyor. Ancak iltihaplanma, delinme veya kanama gibi komplikasyonlar geliştiğinde tablo bir anda ağırlaşabiliyor ve acil müdahale gerektirebiliyor.
Risk grubunda yer alanlar sadece ileri yaşla sınırlı değil. Ek hastalıkları bulunanlar, düzenli olarak kan sulandırıcı ilaç kullananlar, obezite sorunu yaşayanlar ve sigara içen bireyler de divertikül kanaması açısından daha yüksek risk taşıyor. Prof. Dr. Korkut, bu hastalarda yaşam tarzı değişikliklerinin büyük önem taşıdığını vurguluyor. Liften zengin beslenme, yeterli miktarda su tüketimi ve düzenli fiziksel aktivite hem kabızlığın önlenmesine hem de divertiküllerin komplikasyon riskinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Kan sulandırıcı ilaç kullanan hastaların ise bu tedavilerini mutlaka hekim kontrolünde sürdürmesi, gerekirse alternatif seçeneklerin değerlendirilmesi gerekiyor.
Tanı sürecinde en önemli yöntem kolonoskopi olarak öne çıkıyor. Aktif kanaması olan hastalarda kolonoskopi ile hem kanamanın kaynağı tespit edilebiliyor hem de aynı seansta müdahale edilebiliyor. Kolonoskopi ile sonuca ulaşılamayan durumlarda ise bilgisayarlı tomografi ve BT anjiyografi gibi ileri görüntüleme yöntemlerine başvuruluyor. Bu yöntemler sayesinde kanamanın yeri netleştiriliyor ve uygun tedavi planı oluşturuluyor. Çoğu hastada endoskopik yöntemlerle kanama kontrol altına alınırken, nadir durumlarda cerrahi müdahale gerekebiliyor.
Uzmanlar, divertikül kanamalarının “basit bir kanama” olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Zamanında müdahale edilmediğinde ciddi kan kaybı ve hayati risk söz konusu olabiliyor. Bu nedenle dışkıda kan görülmesi, ani halsizlik, çarpıntı ya da baş dönmesi gibi belirtiler yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurması büyük önem taşıyor. Murat Cemcir’in yaşadığı süreç, divertikül hastalığının sessiz ilerleyip bir anda ciddi sonuçlar doğurabileceğini gösterirken, erken tanı ve doğru müdahalenin hayat kurtarıcı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Yorumlar