Sakaryaspor'un sorunu aslında ne? İstikrarsız yönetimler, yanlış transfer politikası mı yoksa ekonomik problemler mi?

Sakaryaspor'un sorunu aslında ne? İstikrarsız yönetimler mi? Yanlış transfer politikası mı? Ekonomik sorunlar mı? Yine bir Sakaryaspor klasiğini geride bıraktık. Kulüp, olağanüstü kongresini pazar günü gerçekleştirdi. Mevcut yönetim, herhangi bir aday çıkmadığı için göreve devam etmek durumunda kaldı. Birçok Sakaryaspor taraftarı ise son yıllarda klasikleşen kongre süreçleri, istikrarsız yönetimler ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle futbolun keyfinden her geçen gün daha da uzaklaşıyor. Sakaryaspor taraftarına sadece kaos dolu bir tablo kalıyor. Peki Sakaryaspor'un yaşadığı bu süreçteki en büyük etken ne? İstikrarsız yönetimler, yanlış transfer politikası mı yoksa ekonomik problemler mi? YÖNETİM İSTİKRARSIZLIĞI Sakaryaspor camiası her sene yapılan kongrelere o kadar alışmış durumda ki, bir sonraki sezon kimin başkan adayı olacağı adeta sezon ortasında konuşulmaya başlanıyor. Kurulan kadrolar, teknik direktör tercihleri ve sürekli değişen yönetimler sebebiyle altyapı başta olmak üzere birçok konu hep ikinci planda kalıyor. Her yeni yönetimde 15 transfer geliyor, 15 futbolcu gidiyor… Teknik direktör tercihleri ise çoğu zaman yönetimin inisiyatifinde belirleniyor. Bu durum, kulübün kendi futbol kimliğini oluşturmasını engelliyor. Bu istikrarsız yapı, A Takım ile altyapı arasındaki bağı da koparıyor. Dolayısıyla kadro, altyapıdan destekle zenginleşemiyor. Oysa modern futbolun temeli, sürdürülebilir bir yapılanma ve kendi içinden yetişen oyuncularla beslenen bir sistemdir. Sakaryaspor’un buna bir an önce dönmesi gerekiyor. YANLIŞ TRANSFER POLİTİKALARI Bu istikrarsızlığın bir sonucu olarak, sürekli değişen kadrolar arasında yanlış transferler ön plana çıkıyor. Günü kurtarmaya yönelik, futbolcunun geçmiş performansına göre yapılan transferler, Sakaryaspor’u geleceğe taşıyamıyor. Kulüp, uzun vadeli bir planlama çerçevesinde 2-3 sezonluk bir takım kuramıyor. Bunun en büyük nedenlerinden biri ise yaşlı kadro yapılanması. Sakaryaspor’un bu sezon kadro yaş ortalaması 28. Ancak ilk 11’e baktığımızda bu ortalama daha da yukarı çıkıyor. Örneğin, takımın iskelet oyuncularından Jakub Szumski 33, Dimitrios Kolovetsios 34, Caner Erkin 37, Gael Kakuta 34, Josip Vukovic 33, Wissam Ben Yedder 35 ve Burak Çoban 31 yaşında. Yani, 28 ortalamasının çok üzerinde bir kadro yapısı var. Bu kadar yüksek yaş ortalaması, hem tempo hem de gelecek açısından istikrarda ciddi bir dezavantaj yaratıyor. Takıma gelişim gösterebilecek potansiyel vadeden genç oyuncuları, yarışmacı takım olma isteğimiz sebebiyle kadroya dahil etmekte zorlanıyoruz. Belki Umechi Akuazaoku bu anlamda istisna olabilir; ancak tek başına yeterli değil. En az onun potansiyelinde 5-6 genç yerli veya yabancı futbolcunun kadroda bulunması şart. EN BÜYÜK PROBLEM: EKONOMİK SORUNLAR Sakaryaspor’un en büyük problemi, hiç kuşkusuz ekonomik yapı. Kulübün sürdürülebilir bir gelir modeli yok. ‘Koca Çınar’ her geçen gün biraz daha yaprak döküyor. Kulübün mali döngüsü, tamamen başkan ve yönetimin şahsi katkıları ile Büyükşehir Belediye Başkanı’nın desteği üzerine kurulu. Bir futbol aklı ve kurumsal planlama olmayınca, her sezon harcanan 300-500 milyon TL’lik bütçeler adeta buharlaşıyor. Sonra yeniden aynı döngü: Para aranıyor, kurtarıcı bekleniyor, ama sonuç değişmiyor. Bu tablo, Sakaryaspor’un geleceğini değil, sadece bugünü kurtarıyor. Kalıcı gelir kaynakları oluşturulmadığı sürece, kulübün ekonomik bağımsızlık kazanması imkânsız. Sakaryaspor’un aylık 1 milyon TL bile olsa düzenli bir gelire ihtiyacı var. Daha önce defalarca gündeme gelen ancak bir türlü hayata geçirilemeyen bu projeler, yapılmadığı takdirde Sakaryaspor’u 3-5 yıl içinde ciddi bir yok oluşa sürükleyebilir. Kimseye zorla bir şey yaptırılmaz; ancak proje temelli kalıcı gelir yatırımları, Sakaryaspor’un geleceği için en önemli adım olacaktır. Aylık 5-10 milyon TL civarında sıcak para girişi sağlanabilirse, bu kaynak doğru yönetildiğinde hem ekonomik hem sportif anlamda çok şey değişebilir. Burada önemli olan, sadece parayı bulmak değil; o parayı doğru yönetebilmek, denetlenebilir bir sistem kurmaktır. FUTBOLDA İSTİKRAR PARADAN DAHA DEĞERLİ Tabii ki kalıcı gelirler önemli ama tek başına yeterli değil. Yönetimlerin hem sportif hem de ekonomik anlamda Sakaryaspor’a katkı sağlaması gerekiyor. Aksi takdirde yine yerimizde sayar, iki ileri üç geri gider, sonunda hep aynı noktada kalırız. Bir de rakiplere bakalım: Göztepe, iki sezon önce aynı ligde Süper Lig mücadelesi veriyordu. Bugün hem oyun yapısı hem kadro planlamasıyla Süper Lig’in zirvesinde. Samsunspor ise paranın her şey olmadığını kavrayarak Avrupa sahnesine çıkan üç Türk takımından biri oldu. Demek ki sorun sadece para değil, parayı doğru yönetebilmek. İstikrar da en az para kadar kıymetli. NEHRİN ÇOCUKLARI Yazının sonunu güzel bir örnekle bitirelim: Geçtiğimiz yıllarda başlatılan “Nehrin Çocukları” projesi… Cumhur Genç ve yönetiminin Sakaryaspor’a kazandırdığı en değerli projelerden biri olan bu çalışma, büyük ilgi görmüştü. Ama zamanla unutuldu, tıpkı birçok iyi fikir gibi. Oysa “Nehrin Çocukları”, Sakaryaspor’un geleceğini kurtarabilecek vizyon projelerden biriydi. Bu proje yeniden canlandırılmalı, genç nesiller için sürdürülebilir hale getirilmeli. Sakaryaspor’un geleceği, günü kurtarmakla değil; geleceği planlamakla mümkün olacak. Ve belki o zaman, bu şehir yeniden futbolla barışmayı becerir...